Gönderi fotoğrafı: Çöp toplama | © Pixabay
Nought'larda İngilizce konuşulan ülkelerden aşağıdaki hikayeyi oldukça sık duydum ve ilk kez orijinal İngilizce versiyonunda 14 Eylül 2010'da kendi web sitelerimden birinde yayınladım. Hikayenin başlığı "Çöp kamyonu kuralı" olarak çevirdiğim "Çöp kamyonu yasası".
çöp atma kuralı
Bir gün bir taksiye atladım havaalanına. Sağ şeritte giderken siyah bir araba aniden ve beklenmedik bir şekilde park yerinden çıkıyor.
Taksi şoförü sadece fren yapıp siyah arabadan kıl payı kaçmayı başardı. Diğer arabanın şoförü hemen bağırmaya başlarken, taksi şoförü sadece gülümseyip ona dostça el salladı.
O kadar arkadaş canlısıydı ki ona sordum: "Neden böyle bir şey yapıyorsun? Adam neredeyse taksiye çarpıyor ve bizi hastaneye götürüyordu!” Taksi şoförü, "çöp toplama kuralı" olarak adlandırmak istediğim davranışını açıkladı.
Birçok insanın çöp, hayal kırıklığı, öfke ve hayal kırıklığı dolu 'çöp kamyonları' gibi olduğunu açıkladı. Kendileri de o ıvır zıvırla çok dolduğunda, onu atacak bir yere ihtiyaçları olur ve bazen de tüm ıvır zıvırlarını üzerinize atarlar.
Suç yok. Gülümseyin, onlara dostça bir el sallayın, iyi günler dileyin ve kendi işinize bakın.
Çöplerini almayın ve hepsinden önemlisi, işte, evde veya sokakta başkalarına vermeyin.
Buradaki nokta, başarılı insanların başkalarının çöplerinin günlerini mahvetmesine izin vermemeleridir.
Hayat pişmanlıklarla uyanmak için çok kısa, o yüzden... sana iyi davranan insanları sev.
Bağışlayın ve olmayanları bile sevin.
Hayatın yüzde 10'u ondan ne anlarsan, yüzde 90'ı da öyle sanıyorsun!
Herkese "atıksız" günler!
Çoğu insan bu kurala uysaydı hayat çok güzel olurdu!