Öne çıkan fotoğraf: Uçurumun kenarındaki kız | © Shutterstock
Gün boyu sürecek bir etkinliğin arifesinde Heilbronn'daki bir otelde gerçekleşen başarılı toplantının ardından, geceyi orada geçiren biz ve diğer toplantı katılımcıları, otelin barında bir içki içmek istedik.
Burası aşırı kalabalıktı, ben de barın yarısının neden kordon altına alındığını sordum. Bunun bariz cevabı, barın tamamı için personele sahip olmadıklarıydı. Hızlı bir tur sırasında konferansa yer bulabilen üç katılımcı buldum, ardından diğer konferans katılımcılarının restoranda yer bulduklarına dair bir çağrı aldım. Bazıları da şanslarını şehirde denediler ya da doğrudan odalarına gittiler.
Restoranda çok nazik bir servis, kalan tüm misafirlere restoranda yer verdi ve yemekten sonra bize barda hala yerimiz olduğunu ve gerekirse kordonlu kısmın bizim için açılacağını bildirdi.
Kendimizden emin bir şekilde onuncu kata çıktık ve birkaç boş koltuğa sıkıştık. Ama sayımız arttıkça biraz sinirlendim ve birdenbire barın kordon altına alınmış kısmına geçmemize izin verildi.
Şaşırtıcı bir şekilde, kordon altına alınan bu bölümün üçte birinde Heilbronn'dan daha iyi insanlardan oluşan özel bir parti yapılıyordu. Yine de bu VIP'lerle uğraşmak zorunda kaldım çünkü onların huzurunu bozduğumuz konusunda kesinlikle hemfikir değillerdi.
Sonunda biz otel misafirleri barda yerimizi bulduk ve geceyi yarıda sonlandırabildik. Heilbronn'un misafirperverliği daha iyiydi!
Şimdi gecenin bir yarısı Heilbronn'da bir otel yatağında uykusuz yatıyorum ve neden hala bunu kendime yaptığımı merak ediyorum.
Bazen kurtlarla birlikte ağlamak gerekir. Sadece daha yüksek sesle. 😉